Coğrafya

İklim Elemanları Nelerdir?

Bu içerikte iklim elemanları ve iklim elemanlarının hayatımıza etkileri hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz. İklim elemanları konu anlatımı 9. Sınıf Coğrafya kitap ve ders notları kullanılarak derlenmiştir.

1- Sıcaklık

İklimi oluşturan en temel elemandır. İklimin diğer elemanları olan nemlilik, yağış, basınç ve rüzgâr gibi faktörler sıcaklığın etkisi ile şekillenir.

Sıcaklıkla ilgili iki temel kavram vardır: Bunlar ısı ile sıcaklık günlük hayatta aynı anlamda gibi kullanılsa da aslında birbirlerinden farklı kavramlardır.

  • Isı: Bir kaynakta var olan potansiyel enerjiye denir. Birim olarak kalori kullanılır.

Örneğin; kömürde bulunan karbon onun ısı potansiyeldir.

  • Sıcaklık: Cisimlerde var olan potansiyel enerjinin açığa çıkmış hâline denir.

Daha fazla bilgi için “ısı ve sıcaklık nedir” başlıklı yazıma bakabilirsiniz.

Sıcaklık ölçülebilen bir birimdir. Termometre ile ölçülür. Santigrat derece veya cel­cius derece olarak ifade edilir. Kömürün içerisindeki kalori potansiyel, kömürün yan­masıyla açığa çıkan enerji sıcaklıktır.

Dünya’nın ısınması için ihtiyaç duyulan enerji miktarı oldukça fazladır. Dünya’nın iki temel enerji kaynağı vardır. Bunlardan birisi temel sıcaklık kaynağı olan Güneş’ten gelen ışınlardır. Diğeri ise ısınmada önemli bir yer tutmayan volkanizma,sıcak sular ve sıcak bu­harlardır.

Güneş’in etrafına yaymış olduğu ışınların yaklaşık iki milyonda biri dünyaya ulaşır an­cak b u ışınların tamamı Dünya’nın ısınmasın­ da kullanılamaz.

Güneşten Dünya’ya ulaşan bu ışınları sahip olduğu enerjiyi % 100 olarak kabul edersek şu şekilde bir dağılım ortaya çıkar:

  • ✓ % 25′ i Atmosferin dış yüzeyine çarparak uzay boşluğuna tekrar yansır. (refleksi­yon)
  • ✓ % 25′ i Atmosfer içerisinde kırılarak ışığı ve gökyüzünün mavi rengini oluşturur. (difüzyon)
  • ✓ % 15′ i Atmosferdeki gazlar tarafından tutulur. (absorbe)
  • ✓ % 8’i tekrar yansımaya uğrar.(albedo )
  • ✓ % 27’si yerküreyi ısıtır.
Işınların dağılışı

a- Sıcaklığın Dağılışını Etkileyen Faktörler

Sıcaklık yeryüzünün her yerine eşit miktarda dağılmamıştır. Dünya’nın bazı alan­ları yüksek sıcaklık değerlerine sahipken bazı alanlarında sıcaklık değerleri oldukça düşüktür. Bu nedenler aşağıdaki tabloda verilmiştir.

  1. Güneş ışınlarının geliş açısı
  2. Yükselti
  3. Güneşlenme süresi
  4. Kara ve denizlerin dağılışı
  5. Okyanus akıntıları
  6. Nemlilik
  7. Rüzgarlar
  8. Bitki Örtüsü

a1- Güneş Işınlarının Geliş Açısı

Güneş ışınları yeryüzündeki sıcaklık dağılışını etkileyen temel faktördür. Günlük veya mevsimlik olarak bir noktaya güneş ışınlarının geliş açısı değiştikçe sıcaklık de­ğerleri de değişir. Işınların büyük açıyla gelişi, sıcaklık değerlerinin yükselmesine, geliş açısının küçülmesi ise sıcaklık değerlerinin düşmesine neden olur.

Yeryüzündeki bir noktaya güneş ışınlarının geliş açısını etkileyen dört temel faktör vardır:

1- Dünyanın Şekli (Enlem etkisi)

Dünya’ nın şeklinden dolayı güneş ışınlarının geliş açısı Ekvator’ dan uzaklaşıldıkça küçülür. Sıcaklık değerleri de buna bağlı olarak Ekvator’ dan uzaklaştıkça azalır.

Enlem etkisi

Bu durum enlem etkisi olarak da söylenir. Ancak enlem etkisi yükseklik, okyanus akıntıları rüzgârlar, karalar ve denizlerin dağılışı gibi fak­törlerin etkisiyle sıcaklık her zaman düzenli bir gidiş göstermeyebilir. Örneğin, kış ayında İzmir ile Kayseri aynı enlemde bulunduğu hâlde sıcaklıklar denizelliğin etkisi ile İzmir’de daha yüksektir. Atmosfer kalınlığı, Ekvator’dan uzaklaştıkça daralır. Bu durum güneş ışınları aldığı yolun uzunluğuna göre sıcaklığa etki eder. Kısa mesafede gelen ışınlar daha az enerji kaybettiği için sıcaklığı arttırır. Mesafe uzadıkça sıcaklık da azalır.

2- Eksen Hareketi(Günlük Hareket)

Dünya batıdan doğuya doğru dönerken güneş ışın­larının geliş açısı gün içerisinde değişikliğe uğrar. Gü­neş ışınlarının geliş açısı büyüdükçe sıcaklıklar da artış gösterir. Günün en soğuk saati güneşin doğmasından hemen önceki zamandır (ışıma nedeniyle ). Günün en sıcak saati güneş ışınlarının en büyük açıyla geldiği saat on iki değil öğleden sonraki zamandır (13.00 – 14.00). Bu saatten sonra ışınların geliş açısı küçülür ve sıcaklık etkisini kaybeder.

Gün içinde ışınların geliş açısı
3- Eksen Eğikliği Açısı (Yıllık Hareket)

Eksen eğikliği ve yıllık hareketten dolayı Güneş ışın­larının geliş açısı yıl boyunca değişikliğe uğrar. Eksen eğiklik açısı dönenceleri ve her iki yarım küredeki mev­simlerin başlangıç tarihlerini belirler. Örneğin, 21 Hazi­ran’ da Yengeç Dönencesi’ ne ışınlar dik gelir ve yaz mev­simi başlar. Bu tarihten sonra Kuzey yarım kürede sıcak­lık değerleri yükselir. Aynı tarihte Güney yarım küre kış mevsimini yaşar ve güneş ışınları eğik açılarla düştüğü için sıcaklık değerleri de azalır. Kuzey yarım küredeki karalarda en sıcak ay Temmuz iken deniz kenarlarında Ağustos ayıdır. Karalar üzerinde ise en soğuk ay Ocak, deniz kenarında Şubat ayıdır.

Eksen eğiklik açısı

Bir yıl içinde en sıcak ayın Haziran, en soğuk ayın Aralık olmamasının nedeni ısınma ve soğumanın yavaş gerçekleşmesidir. Karalar ve denizler arasındaki bir aylık farkın nedeni ise kara ve denizlerin farklı hızda ısınma ve soğumalarıdır.

4- Eğim ve Bakı Etkisi

Yer şekillerinin sahip olduğu eğim şartları bakıyı et­kiler. Yamaçların eğiminden dolayı Güneş’e göre ortaya çıkan konumuna bakı etkisi denir. Bakının sıcaklık üze­rinde önemli bir etkisi vardır. Eğim ve bakının etkisiy­le dağların Güneş’ e dönük yamaçları, Güneş ışınlarını daha büyük açıyla alırlar. Ayrıca bu yamaçlarda güneş­lenme süresi daha uzun, sıcaklık ortalamaları daha yük­sek olur.

Eğim ve bakı

Kuzey yarım kürede dağların güneye bakan, Güney yarım kürede ise dağla­rın kuzeye bakan yamaçları güneş ışınlarını daha büyük açıyla alır. Bu nedenle sıcaklık daha yüksektir. Dolayısıyla tarım ürünleri daha erken olgunlaşır; or­man, tarım ve kalıcı kar (toktagan) alt sınırı daha yüksektir.

Dönenceler arasında kalan yerlerde ise her iki yamaçta güneş ışınlarını dik aldığın­dan bakı etkisi görülmez.

a2- Yükselti Faktörü

Yükselti ve sıcaklık değişimi         Yükseldikçe sıcaklık değişimi

Yükseklere doğru çıkıldıkça hava basıncının düşmesi, su buharının azalması ve ışı­ma nedeniyle sıcaklıklar ortalama her 100 metrede 0,5 C° azalır. Yükseklerden deniz kıyısına doğru indikçe her 100 metrede sıcaklık 1C°artar. Bu nedenle Ekvator çevre­sinde insanlar yükseklere, Orta Kuşak’ta ise dağların alçak alanlarına doğru yerleşir. Deniz kıyısından itibaren yükselti arttıkça bitki ve hayvan türlerinde değişiklik görü­lür.

a3- Güneşlenme Süresi

Bir bölgedeki güneşin gökyüzünde görülebildiği süreye güneşlenme süresi denir. Güneşlenme süresinin uzun olması, o bölgenin güneşten alınan enerji miktarının art­masına ve sıcaklığın yükselmesine yol açar. Dünyada güneşlenme süresinin yıl boyun­ca en fazla olduğu yerler 30° enlemleri ve dönenceler çevresidir.

Ekvator çevresinde bulutluluk oranının yüksek olması ve sürekli yağış almasından dolayı güneşlenme sü­resi kısadır. Bu nedenle yıllık ve günlük sıcaklık farkı azdır. Kutup ve çevresinde yaz mevsiminde güneşlenme süresi uzundur fakat sıcaklık düşüktür. Bu durumun temel sebebi güneş ışınlarının küçük açılarla gelmesidir.

Güneşlenme süresi üzerinde bu­lutluluk, gündüz uzunluğu, bakı ve eğim koşulları etkilidir. Ülkemizde güneşlenme süresinin en uzun olduğu bölgeler Güney Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgesi (enlem etkisiyle) iken en kısa olduğu bölgemiz, Karadeniz bölgesidir (bulutluluk oranının yüksek olması).

a4- Kara ve Denizlerin Dağılışı

Karaların oranın dağılışı

Karalar ve denizler yapısal özelliklerinden dolayı farklı sürelerde ısınır ve soğur. Ka­ralar, Güneş’ten gelen ısıyı iyi iletmemeleri nedeniyle çabuk ısınır ancak depolanan ısı miktarının az olması sebebiyle güneş batar batmaz da hızla soğumaya başlar. Denizler gün içinde depo ettikleri ısıyı gün battıktan sonrada kullanırlar. O yüzden denizlerde geç ısınıp geç soğuma görülür.

Kuzey yarım kürede karaların oranı, Güney yarım küreye göre daha fazla olduğun­dan Kuzey yarım kürede yıllık sıcaklık ortalama +2º C daha yüksektir. Bu nedenle Kuzey yarım kürede sıcak ve ılıman kuşaklar daha geniş yer kaplar.

Denizden uzak karaların iç kısımlarında günlük ve mevsimlik sıcaklık fark­ları fazla iken deniz kıyılarında ve nemli yerlerde günlük ve mevsimlik sıcaklık farkı azdır.

a5- Okyanus Akıntıları

Dünya’ da sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler arasında okyanus akıntıları da önem­li bir yer tutar. Ekvator’dan kutuplara doğru giden akıntılara sıcak su akıntıları adı verilir. Sıcak su akıntıları, ulaştıkları yerlerde sıcaklığı artırır ve yağışlara neden olur. Bu durum iklimi ılımanlaştırır.

Kutuplar ve çevresinden Ekvator’ a doğru hareket eden soğuk su akıntıları geçtikle­ri yerlerde sıcaklığı düşürür. Böylece yağış miktarı azalır ve iklim sertleşir. Türkiye’nin okyanuslara kıyısı bulunmadığı için ülkemiz doğrudan okyanus akıntılarının etki ala­nına girmez.

Okyanus Akıntılarının Dağılışı

Yukarıdaki harita incelendiğinde Kuzey yarım kürede sıcak okyanus akıntıları kı­taların batı kıyılarını, soğuk okyanus akıntıları ise kıtaların doğu kıyılarını etkilediği, Güney yarım kürede ise sıcak okyanus akıntıları kıtaların doğu kıyılarını, soğuk okya­nus akıntıları da batı kıyılarında etkilediği görülmektedir.

a6- Nemlilik

Atmosferdeki suyun gaz hâline nem denir. Havada bulunan nem, güneşten gelen ısıyı tutar (ışıma) ve ısı kaybını azaltır. Bu durum atmosferdeki ısının dengeli bir şekil­de dağılımını sağlar. Havadaki nem miktarı; sıcaklık, yükseklik, yerşekilleri ve su kay­nağına yakınlığa bağlı olarak değişir. Nemlilik oranı; okyanus, deniz, göl ve akarsulara yakın yerlerde yüksektir.

Dünyada nemlilik, ekvatoral iklim (Amazon havzası, Kongo havzası ve Endonezya ), muson iklim bölgesinde (Hindistan,Mançurya bölgesi, Japon­ya gibi) ve ılıman okyanusal iklim alanlarında yüksektir. Ülkemizde ise Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde nemlilik oranı yüksek, İç Anadolu’ da ve Güney Doğu Anadolu’ da en düşüktür. Çöllerde ve kutup noktalarında ise havadaki su buharı miktarı azdır.

Ekvatoral iklim grafiği
Akdeniz iklimi grafiği

a7- Rüzgârlar

Rüzgârlar doğdukları bölgelerin sıcaklık ve nemlilik gibi genel özelliklerini estikleri bölgelere doğru taşırlar. Bu nedenle Kuzey yarım kürede kuzey yönlü rüzgârlar hava sıcaklığını düşürürken, güneyden esen rüzgârlar hava sıcaklığını yükseltirler. Güney yarım kürede ise bu durumun tam tersi yaşanır. Örneğin Türkiye’ de kuzeyden esen rüzgârlar sıcaklığı düşürürken, güneyden esen rüzgârlar sıcaklığı artırıcı ve kurutucu bir etkide bulunur.

Türkiye’yi Etkileyen Yerel Rüzgârlar

a8- Bitki Örtüsü

Bitkilerin hücre yapılarında yüksek miktarda su bulunması sıcaklıkla birlikte ter­lemeyi ortaya çıkarır. Bu nedenle ormanlık alanlarda nem fazla olduğundan hava geç ısınır, geç soğur. Bu sahalarda günlük ve yıllık sıcaklık farkları daha azdır. Bu farkın az olması özellikle kış mevsiminde yabani hayvanların ormanlık sahalarda bulunmasına neden olur.

Doğal Bitki Örtüsü

Sıcaklığın Dünya’ya Dağılışı

Yeryüzünde sıcaklığın genel olarak dağılışına etki eden faktörler vardır. Bu faktör­lerin(enlem, denize yakınlık, karasallık,yükselti vb.) ortaya çıkması, sıcaklığın Dünya­daki dağılışını doğrudan etkiler. Dünya’nın bazı alanların da yüksek sıcaklık değerleri görülürken, bazı alanları daha ılık, özellikle kutuplara yakın yerleri ile dağların yüksek alanları düşük sıcaklık değerlerine sahiptir. Sıcaklığın dağılışında iki temel kavram kullanılır.

  • Gerçek Sıcaklık: Herhangi bir zaman ve yükseklikte ölçülen sıcaklığa gerçek sıcak­lık denir. Termometrenin ölçtüğü sıcaklıktır.
  • İndirgenmiş Sıcaklık: Bir yerin yükseltisinin 0 m kabul edilerek hesaplanan sıcak­lığına denir. Bir yerin sıcaklığı hesaplanırken o yerin yüksekliği 200’ e bölünür ve elde edilen değer gerçek sıcaklığa eklenerek indirgenmiş sıcaklık bulunur.

İndirgenmiş Sıcaklık = Gerçeklik Sıcaklık  + / 200 metre

Türkiye’ de gerçek sıcaklıkla indirgenmiş sıcaklık arasındaki farkın;

  • ✓ En az olduğu bölge Marmara bölgesi,
  • ✓ En fazla olduğu bölge Doğu Anadolu bölgemizdir.
  • İzoterm Haritaları: Aynı sıcaklık değerlerini gösteren noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğrilere izoterm (eş sıcaklık eğrileri) adı verilir. Sıcaklıkların dağılışını gösteren haritalara İzoterm haritaları adı verilir. Sıcak dağılışlarını gösteren haritaları, gerçek izoterm haritaları ve indirgenmiş izoterm haritaları olarak iki grupta inceleriz.

a- Gerçek İzoterm Haritaları

Doğrudan doğruya meteoroloji istasyonlarından gelen veriler ile oluşturulan izo­term haritalarıdır. Sıcaklığın yatay dağılışı fazla değişmez fakat yükseltiye bağlı olarak dikey dağılış çabuk değişir. Bu bölgelerde kısa mesafede sıcaklık farkı belirgin olarak hissedilir. Bu durum gerçek izoterm haritalarında karmaşık bir çizimin ortaya çıkma­sına neden olur. Anlaşılması zor olduğu için çok fazla kullanılmazlar. İzoterm harita­larında renklendirme yöntemi kullanılır.

Türkiye Gerçek İzoterm Haritası

b- İndirgenmiş İzoterm Haritaları

Herhangi bir yerde yükseklik faktörü etkisi ortadan kaldırılarak sanki deniz kıyı­sındaymış (0 metre)gibi hesap edilmesiyle elde edilen haritalardır. Çok karmaşık ol­mayan nispeten daha düz uzanan çizgilerden oluştuğu için anlaşılması kolay çizimler­dir. Bu haritalarda çizgilerin kıvrılmalarına neden olan temel unsurlar:

  • ✓ Karasallık,
  • ✓ Okyanus akıntıları,
  • ✓ Kara ve denizlerin dağılışlarıdır.
Türkiye’nin İndirgenmiş Sıcaklık Haritası

Sıcaklıklar dünya genelinde dağılışı düzenli olmadığı için izoterm haritaları kullanılmaktadır. İndirgenmiş izoterm haritalarında ise enlem etkisi belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ekvatora yakın yerler sıcak iken Ekvator’ dan uzaklaştıkça sıcaklıklar düşer. Ülkemizin sıcaklık değerleri baz alınarak çizilen izoterm haritaları incelendiğinde güneyden kuzeye doğru sıcaklıklar azalır.

Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı

  • ✓ Dünya’nın en sıcak yeri 30° enlemleri çevresidir. Sebebi karasallık ve dinamik yüksek basıncın bu enlemlerde etkili olmasıdır.
  • ✓ Kutup bölgelerinin Dünya’nın en soğuk yerleri olmasının sebebi enlem ve kara­sallıktır.
  • ✓ Dünya’nın en sıcak ve en soğuk yerlerinin Kuzey yarım kürede yer alması kara­ların oranının fazla olmasına bağlıdır. İzoterm eğrilerinde bu nedenden dolayı Kuzey yarım kürede daha çok dalgalanmalar görülür.
  • ✓ Kuzey yarım kürede izotermler karaların batı kıyılarında kuzeye, doğu kıyılarda güneye doğru saparlar. Güney yarım kürede izoterm eğrileri karaların batısında ku­zeye, batı kıyılarında ise güneye doğru sapma gösterirler. Bu durumu sıcak ve soğuk okyanus akıntıları ortaya çıkarır.
  • ✓ Termik Ekvator, Kuzey yarım kürede Ekvator’la dönence arasında yer alır.

Termik Ekvator, Dünya’nın en sıcak noktalarını birleştiren izoterm eğrisine denir. Termik Ekvator eğrisi Ekvator dairesinin ortalama olarak 8°C kuzeyinde bulunur. Termik Ekvator Dünya’nın en sıcak çizgisi olarak kabul edilir. Termik Ekvator güneş, ışınlarının dik gelmesi durumuna göre yıl içinde yer değiştirir. Karalar ve denizlerin ısınma farkından dolayı KYK’ de ortalama sıcaklık GYK’ ye göre 2º C daha yüksek sıcaklığa sahiptir.

Dünya Sıcaklık Dağılışı Haritası

Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

  • ✓ Ocak ayında Kuzey yarım kürede kış, Güney yarım kürede yaz mevsimi yaşan­maktadır.
  • ✓ En yüksek sıcaklıklara Oğlak Dönencesi çevresindeki karaların iç kısımlarında
  • (Brezilya,Güney Afrika ve Avustralya’ nın iç kesimleri) rastlanır.
  • ✓ En düşük sıcaklıklara ise Kuzey yarım kürede Sibirya’ nın iç kısımlarında rastlan­masının sebebi karasallıktır.
  • ✓ İzoterm eğrileri Asya ve Kuzey Amerika’nın iç kısımlarında güneye doğru, okya­nus kenarlarında kuzeye doğru saparlar.
  • ✓ Güney yarım kürede izotermler karalar üzerinde kuzeye, denizler üzerinde gü­neye doğru saparlar.
  • ✓ Güney yarım kürede izoterm eğrileri daha düz uzanır.
Dünya Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı

Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı

  • ✓ Güneş ışınları Kuzey yarım küreye dik geldiği için KYK’ de yaz , GYK’ de kış mevsimi yaşanır.
  • ✓ Dünyanın en sıcak yerleri KYK’ de Yengeç Dönencesi ve çevresidir
  • (Kuzey Afrika, Arabistan , İç Asya ve Kuzey Amerika’nın iç kısımları).
  • ✓ Dünyanın en soğuk yerleri Güney kutup dairesi ve çevresidir (Antartika).
  • ✓ İzotermler KYK’ de kuzeye , GYK’ de güneye doğru saparlar.
  • ✓ GYK’ de denizler geniş yer kapladığından sıcaklık ortalamaları aşırı düşmez. İzo­term eğrileri de daha düzenli uzanış gösterir.
Dünya Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası

2- Basınç ve Rüzgârlar

Atmosfer’ in kelime anlamı hava küre’ dir. İçinde pek çok gazın bulunduğu karışımdır. Her maddenin olduğu gibi gazların da bir ağırlığı vardır. Yer çekiminin de etki­siyle yoğun olan gazlar yere yakın bulunur ve birim alana uyguladığı basınç artar. Buna hava basıncı denir. Basıncı ölçen alete barometre denir. Basıncı sürekli ölçüp kayde­den araca ise ‘‘baragraf’’denir.

Barometre

İzobar haritaları basınç eğrilerinin birleşmesi ile oluşur.

Atmosfer içindeki gazların canlılar üzerindeki ağırlığı yaklaşık 15.000 ton civarın­dadır. Oldukça yoğun olan bu gaz karışımının ortaya çıkardığı basıncın hissedilmeme­sinin nedeni canlılardaki iç basınç yani kalp basıncıdır.

İzobar Haritası

Gazların yoğunluğu yerden yükseldikçe azalır. Yükseklere çıktıkça basıncın düşme­si kulak ve burun tıkanmasına neden olur.

a- Basıncın Çeşitleri

a1- Normal Atmosfer Basıncı

45° enlemlerinde,deniz seviyesinde (0 m) ve 15º sı­caklıkta 1cm² lik yüzeye atmosfer’deki gazların yaptığı ağırlığa normal atmosfer basıncı denir. Normal atmos­fer basıncını ilk olarak ölçen bilim adamı Toriçelli’ dir. Toriçelli’ nin ölçümleri sonucunda normal atmosfer ba­sıncı 760 mm veya 1013 mbr olarak bulunmuştur. Nor­mal atmosfer basıncının üzerindeki basınç alanlarına yüksek basınç (antisiklon) altına ise alçak basınç(sik­lon)alanı denir.

Toriçelli normal atmosfer basıncını ölçerken 45° enlemini seçmesinin nedeni yer çekiminin etkisi, atmosfer kalınlığı ve sıcaklık değerlerinin normal olduğu bir gün ve yerde yapmasıdır.

Toriçelli Deney Tüpü

a2- Yüksek Basınç(Antisiklon Alan)

1013 mbr’dan daha yüksek basınç sahalarına yüksek basınç denir. Yüksek basınç sahalarında görülen genel hava özellikleri şunlardır:

Havanın dikey yöndeki hareketi atmosferin üst katından zemine doğru gerçekleşir. Alçalıcı hava hareketi vardır. Merkezden çevreye doğru yayılır.

Yüksek Basınç Haritalarında Yatay Hava ve Dikey Hava Hareketi
  • Havanın genel durumu açık ve bulutsuzdur. Bağıl nem açığı fazla olduğu için yağış beklenmez.
  • Dünya üzerinde iki tane sürekli hâle gelen termik yüksek basınç iki tane de dina­mik yüksek basınç alanı vardır. Termik nedenli yüksek basınçlar kutuplarda oluşur. Dünya’nın şeklinden dolayı güneş ışınları kutuplara eğik açıyla düşmesiyle, kutuplar ve çevresi termik nedenli yüksek basınç alanı ortaya çıkar. Işınların eğik açıyla gel­mesi kutup ve çevresinde ortalama sıcaklıklar değerlerini oldukça düşürür. Havada nem açığı büyük olduğu için yağışlar da azdır. Meydana gelen muhtemel yağışlar ise kar şeklinde düşer.
  • Dinamik nedenli yüksek basınçlar, Dünya’ nın eksen hareketi ve atmosfer tabaka­sındaki daralma sonucu bu basınç kuşakları oluşur. Bu basınç kuşakları 30° enle­minde görülür. 30°enlemleri aynı zamanda Dünya’nın en sıcak yerleri olan çölleri ortaya çıkarmıştır. Çöllerde havada nem oranı az olduğundan yağış olasılığı da aza­lır. Rastlantısal olarak meydana gelen yağışlar da yağmur şeklinde düşer. Kuraklığın etkisi şiddetlidir. Ayrıca rüzgâr erozyonunun en etkili olduğu sahalar çöllerdir.
  • Yüksek basınç alanlarındaki hava kütlesi Dünya’nın eksen hareketi nedeniyle sap­maya uğrar. Sapmanın yönü kuzey yarım kürede sağa, güney yarım kürede sola doğru olur.
Sürekli Basınç Kuşakları

a3- Alçak Basınç (Siklon Alanı)

1013mbr’dan daha az basınç sahalarına alçak basınç denir. Alçak basınç sahaların­da görülen genel özellikleri şunlardır:

Alçak basınç haritalarında dikey ve yatay hava hareketi
  • Havanın dikey yöndeki hareketi zeminden atmosferin üst katmanlarına doğru­dur. Yani hava kütlesi yükselici bir özellik gösterir. Yatay yöndeki havanın hare­keti ise çevreden merkeze doğrudur.
  • Havanın genel durumu kapalı ve bulutludur. Havadaki nem açığı az olduğu için yağış görülür.
  • Dünya üzerinde bir tane sürekli termik alçak basınç iki tane de dinamik alçak basınç alanı vardır. Termik nedenli alçak basınç, Ekvator çizgisi üzerinde olu­şur. Dünya’nın şeklinden dolayı güneş ışınlarının dik açılarla düşmesi bu basınç kuşağını meydana getirir. Bu alanda ortalama sıcaklıklar yıl boyunca 20-25º C den fazladır. Yıllık sıcaklık ve yağışların düzenli olması doğal bitki örtüsü olarak ormanların ortaya çıkmasına neden olmuştur.
  • Dinamik nedenli alçak basınçlar Dünya’nın eksen hareketi ve atmosfer taba­kasındaki daralma ile meydana gelmiştir. 60° enlemlerinde görülen bu basınç kuşağı aynı zamanda ılıman kuşağın en yağışlı alanlarıdır. Havadaki nem ora­nın fazla olması ve hava kütlesinin yerden yükseldikçe soğuması bu enlemlerde yağışların sık görülmesine neden olur.
  • Alçak basınç alanlarındaki hava kütlesi Dünya’nın eksen hareketi nedeniyle sapmaya uğrar. Sapmanın yönü Kuzey yarım kürede sağa, Güney yarım kürede sola doğru olur.
Genel Hava Dolaşımı

b- Basıncı Etkileyen Faktörler

b1- Sıcaklık

Hava akımları atmosfer içinde, Dünya’nın eksen ha­reketine bağlı olarak gezici durumdadır. Gezici olan bu sıcak ve soğuk hava akımları atmosfer içindeki gazların özgül ağırlıklarını etkileyerek basıncın artmasına ya da azalmasına neden olur.

Hava ısındığında gazlar arasın­daki boşluk sayısı artar hava seyrelir yani hafifler. Böyle­ce atmosferin içindeki gazların birim alana uyguladıkları basınç azalır. Hava sıcaklığının düşmesi durumunda ise gazlar arasındaki boşluklar kapanır ve hava sıkışıp bü­züşür bu sayede birim yüzeye uyguladıkları basınç artar.

Sıcaklık ve Basınç İlişkisi

b2- Yer çekimi

Yerden yukarı doğru çıktıkça atmosfer içinde özgül ağırlığı fazla olan gazların oranı azalır. Yani zemine yakın yerlerde yer çekiminin etkisi ile basınç fazla iken yükseklerde hava basıncı azdır. Dağcıların tırmanırken sırtlarında oksijen tüpü taşımalarının ne­deni yükseldikçe atmosfer içindeki oksijen miktarının az olmasıdır. Yine atmosferdeki yer çekimi Ekvator’dan uzaklaştıkça artar. Bu nedenle Ekvator çevresinde atmosfer basıncı az olurken kutuplara doğru basınç artar.

Basınç ve Yer çekimi İlişkisi
Basınç ve Yükselti İlişkisi

b3- Yoğunluk

Bir alanda hava kütlesinin yoğunluğu arttıkça basınç miktarı da artar. Havanın yo­ğunluğu azaldıkça basınçda azalır. Basınç ile yoğunluk arasında doğru orantı vardır.

b4- İzobar (Eş Basınç) Haritaları ve Özellikleri

Hava içindeki basıncın yatay yüzeydeki dağılımını gösteren eğrilerdir. Bu eğriler­den oluşan haritalara ise eş basınç(izobar) eğrileri denir. İzobarlar arasındaki basınç farkına basınç gradyanı ya da barometrik eğim denir. Gradyanın yüksek olduğu yer­de eğriler arasındaki mesafe sıktır. Az olduğu yerde ise eğriler arasındaki mesafe de az demektir. Buradan çıkarılacak en önemli sonuç ise rüzgâr hızlarıdır. Gradyan farkının büyük olduğu yerlerde rüzgârlar kuvvetli eserken, az olduğu yerlerde rüzgâr gücüde az olur.

Ocak Ayı Basınç Haritası

Ocak ayı dünya basınç haritasına göre:

  • Güney yarım küredeki alçak basınç alanı yaz mevsiminin etkisiyle genişler.
  • Ekvatoral bölgedeki termik alçak basınç güneye doğru kaymıştır.
  • Kuzey yarım kürede karalar güney yarım kürede ise okyanuslar yüksek basınç ala­nıdır.
  • Kuzey yarım kürede karalarda aşırı soğumaya bağlı olarak termik yüksek basınç alanları oluşmuştur.

Temmuz ayı dünya basınç haritasına göre:

  • Kuzey yarım küredeki karaların ısınmasına bağlı olarak termik alçak basınç alan­ları oluşmuştur.
  • Güney yarım küredeki kış mevsimi nedeniyle oluşan yüksek basınç merkezleri kesintisiz olarak uzanmıştır.
  • Güney yarım kürede kış kuzey yarım kürede ise yaz mevsimi yaşanması nedeniy­le Ekvator çevresindeki alçak basınç alanı güneyde daralmış kuzeyde ise genişlemiştir.
Temmuz Ayı Basınç Haritası

b- Rüzgâr ve Oluşumları

Yüksek basınç alanlarından (antisiklon) alçak basınç (siklon) alanlarına doğru olan hava akımına rüzgâr denir. Bir başka deyişle soğuk ortamdan sıcak ortama doğru esen hava akımınadır. Rüzgârlarda yatay yönlü bir hava akımı söz konusudur. Rüzgârlar ait genel özellikleri şu başlıklar altında toplayabiliriz.

b1- Rüzgârın yönü

Rüzgârların esiş doğrultusuna rüzgâr yönü denir. Rüzgârların yönü genellikle ana ve ara yönler ile ifade edilir. Rüzgârların yönüne etki eden faktörler şunlardır:

  • Yer şekilleri ve bitki örtüsü: Yer şekillerinin sade olduğu düz alanlar ile bit­ki örtüsünün seyrek olduğu yerlerde rüzgârın yönünde sapmalar daha az olur. Dağların tepelerin ve gür ormanlık alanlarda esen rüzgârlar engebeye takılacağı için yönlerinde sapmalar görülür. Yine şehirleşmenin artması ile yüksek yapıla­rın çoğalması rüzgâr yönünü değiştiren bir başka faktördür.
  • Dünyanın kendi çevresinde dönmesinden dolayı ortaya çıkan savurma (cor­riyalis) gücü: Dünyamız’ ın eksen hareketi sonucunda özelikle sürekli esen rüz­gârların yönü Kuzey yarım kürede sağa, Güney yarım kürede sola doğru sapar.
  • Basınç merkezlerinin birbirlerine göre olan konumları:İki basınç merkezinin birbirine göre olan konuları rüzgârın hangi yönde eseceğini belirler. Örneğin; Biri kuzeyde yer alan yüksek basınç merkezi olsun diğeri güneybatıda bulunan alçak basınç alanı olsun. Hava akımı kuzeyden güneybatıya doğru eser.
Hâkim rüzgâr yönü

Bir yörede belirli bir zaman diliminde rüzgârın en çok estiği yöne hâkim rüzgâr yönü denir. Bu süreç içinde esme sıklığına ise rüzgâr frekansı ya da rüzgâr esme sıklığı denir. Rüzgâr gülü hâkim rüzgâr yönünü de gösterdiği için yer şekillerinin uzanış doğrultusu hakkında bize bilgi verir.

Rüzgâr gülü yorumlama

Yanda verilen rüzgâr gülünde hâkim rüzgar yönü KD’ dan GB’ ya doğrudur. Yine aynı doğrultuda uza­nan bir vadi ya da boğaz yer şeklini görmekteyiz.

Hâkim rüzgâr yönü

Coğrafi anlamda rüzgârların geldiği yön genel iklim koşullarında değişik­liklere neden olur. Örneğin, bazı yıllarda Afrika üzerinden gelen samyeli Gü­neydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgesinde kuraklığa yol açar. Ekili dikili ara­zilerdeki tarım ürünlerini zarara uğratır.

b2- Rüzgârın hızı ve şiddeti

Rüzgârların hızı km/saat ya da m/sn cinsinden ifade edilmektedir.Rüzgârın hızını ölçen alete anemometre denir. Rüzgârların hızına etki eden faktörler şunlardır:

Basınç merkezleri arasındaki basınç farkı ve basınç merkezleri arasındaki uzaklık İzobar haritalarında gösterilen eş basınç eğrilerinin birbirlerine en çok yaklaştığı yerlerde rüzgâr hızlı eser. İzobar haritalarında gösterilen eğrileri tıpkı izohips eğrileri gibi eşit aralıklarla çizilir. Bu eş aralık değerine basınç gradyanı denir. Eğriler arasın­daki gradyan farkı artıkça rüzgâr hızı da artar.

Rüzgâr Hızına Mesafe Etkisi

Yer şekilleri

Yeryüzüne yakın esen rüzgârlar dağlara bitki örtüsüne ya da şehirlerdeki yapılara çarparak eseceği için hızı da azalır. Bu durumu bir başka deyişle rüzgârın sürtünme hızını azaltan faktörler olarak da görebiliriz. Deniz yüzeyleri engebesiz olduğu için rüzgâr hızı artmaktadır.

Nemlilik ve Yağış

İklimi oluşturan temel elemanlardan biri de nemlilik ve yağıştır. Yaşam için gerekli en temel kaynakların başında su gelmektedir. Tarım, hayvan­cılık, sanayi, ulaşım gibi ekonomik faaliyetlerin yü­rütülmesi için de suya ihtiyaç vardır.

Doğal ortamda su üç şekilde bulunur.

  • ✓ Buzullar (kutuplar ve yüksek dağlar),
  • ✓ Su buharı(atmosferde),
  • ✓ Sıvı hâlde (okyanus,deniz,göl, akarsu vb.) .

Dünyada bulunan su sürekli olarak güneşten gelen enerjinin etkisiyle yer ve şekil değiştirmektedir.Bu sürece ise su döngüsü adı verilmektedir. Bu döngü herhangi bir nedenle kesintiye uğrarsa canlı yaşamı sona erer. Havada her zaman bir miktar su bu­harı bulunur. Bu su buharına nem adı verilir. Nemlilikle ilgili üç temel kavram vardır:

Su Döngüsü

Nem çeşitleri

Mutlak Nem

Herhangi bir zaman ve sıcaklıkta 1 m³ havanın içeri­sinde o an bulunan su buharının gram olarak değerine mutlak nem denir. Nemlilik ölçülebilir iklim elemanıdır. Higrometre ile ölçülür ve m³/ gr cinsinden ifade edilir. Havada her zaman bir miktar nem bulunur.

Havanın taşıdığı nem miktarını etkileyen temel iki faktör vardır:

Bunlar sıcaklık ve nemdir. Sıcaklığın yüksek, suyun bol olduğu yerlerde mutlak nem fazladır.

Sıcaklık ve Mutlak Nem İlişkisi

Bu nedenle;

  • ✓ Ekvator kuşağı, deniz kenarları, göl kıyıları ve yükseltinin az olduğu yerlerde mutlak nem fazladır.
  • ✓ Kutup kuşağı, karaların iç kısımları, çöller ve dağların yüksek kısımlarında mut­lak nem oranı düşüktür.
  • ✓ Ülkemizde mutlak nem Karadeniz bölgesi ve Akdeniz bölgesinde yüksektir. Ka­rasallığın görüldüğü İç Anadolu bölgesinde ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde ise azdır.

Maksimum Nem

Belirli bir sıcaklığa sahip havanın taşıyabileceği en fazla nem miktarına maksimum nem denir. Sıcaklık­la maksimum nem miktarı doğru orantılıdır. Sıcaklık arttıkça havanın nem taşıma kapasitesi de artar. Sıcak­lık düştükçe havanın nem taşıma kabiliyeti azalacağı için nem miktarı da düşer. Bu nedenle;

  • ✓ Maksimum nem çöllerde ve Ekvatoral bölgede en fazla, kutuplarda ve dağların yüksek yerlerinde az­dır.
  • ✓ Türkiye’de maksimum nemin en fazla Güneydo­ğu Anadolu bölgesindedir.
  • ✓ Maksimum nemin en düşük olduğu bölge ise Doğu Anadolu’ dur.
Sıcaklık Maksimum Nem İlişkisi

Bağıl Nem (Nispi Nem)

Mutlak nemin, maksimum neme oranına bağıl nem denir. Yağışın meydana gel­mesi için havadaki bağıl nemliliğin % 100 aşması gerekir.

Bağıl Nem Sıcaklık İlişkisi

Nemliliğin % 100’ ü aşması için mutlak nemliliğin yükselmesi veya maksimum ne­min düşmesi gerekir. Bağıl nem % 100 aştığında havada bulunan su buharı yoğunlaşa­rak su zerreciklerine dönüşür.

Maksimum nemin düşmesi içinde havanın soğuması gerekir. Bağıl nem sıcaklık ile ters orantılıdır. Sıcaklık arttıkça bağıl nem oranı düşer. Sıcaklık düştükçe bağıl nem oranı artış gösterir ve yağış oluşur.

Bağıl (nispi) nem hesap edilirken aşağıdaki formül kullanılır:

Bağıl Nem = Mutlak Nem  / Maksimum Nem x 100

Bağıl nemlilik karşılaştırması

Yoğunlaşma ve Yoğunlaşma Türleri

Havadaki su buharının gaz hâlinden sıvı hâle dönüşmesi sürecine yoğunlaşma de­nir. Su buharının yoğunlaşabilmesi için bağıl nem oranının % 100 aşması gerekir. Bu durumun yaşanması için havanın mutlaka soğuması gerekir. Başlıca yoğunlaşma çe­şitleri şunlardır:

Bulutlar

Yeryüzünde buharlaşan su havanın ısınmasına bağlı olarak yükselir, yükseldikçe soğumaya başlar. Havanın soğuması ile birlikte yoğuşma başlar. Bu yoğuşma türüne bulut adı verilir. Bulut su buharının aerosol denilen toz parçacıklarına yapışmasıyla oluşan havada asılı kalmayı başaran su zerrecikleri bulutları oluşturur.Bulutlar oluş­tukları yere ve özelliklerine göre üç başlık altında incelenir:

Alçak Bulutlar (Stratüs)

Yeryüzünden 3000 metre yüksekliğe kadar oluşan ufuktaki dağ ve tepelere âdeta temas ediyormuş gibi ge­çen koyu renkli ve yağış oluşturan bulutlardır. Yükselme ve yoğunlaşma hızı arttıkça yağışların şiddetlerinde de artış görülür. Yükselme hızı yavaşladıkça yağışların şid­deti düşer ve çisenti şeklinde gerçekleşir.

Bulutlar

Orta Bulutlar ( Kümülüs )

Isınarak yükselen nemli hava kütlesinin 3000m – 6000 m yükseklik aralığında soğuması ve yoğuşması ile oluşan gri renkli bulutlardır. Bu bulutların alt kısımla­rında yoğunlaşma düzeyleri bir çizgi hâlindedir. Nedeni yoğunlaşmanın daha yükseklerde gerçekleşmesidir. Ge­nellikle bol yağış bırakırlar.

Kümülüs Bulutları

Yüksek Bulutlar (Sirüs )

Özellikle yaz mevsiminde ısınarak yükselen nemli hava kütlelerinin 6000 metreden daha yükseklerde so­ğuması ile oluşan bulutlardır. Pamuk yığınları şeklinde görülür. Bu bulutlardan yağış beklenmez.

Sirüs Bulutları

Sisler

Yükselemeyen ılık ve nemli hava kütlelerinin soğuk olan yeryüzüne temas etmesi ve içindeki su buharının yüzeye yakın yerlerde yoğunlaşması ile oluşurlar. Sisler özellikle kış mevsiminde havanın çok soğuduğu sabah saatlerinde meydana gelir.

Havanın ısınması ile birlikte ortadan kalkarlar. Sisler görüş mesafesini düşürdükleri için kara, hava ve deniz ulaşımını engelleyici özellikleri vardır. Sislerin oluşabilmesi için ılık ve nemli hava küt­lesinin ılık bir bölgeden daha soğuk bir bölgeye gitmesi gerekir. Sisler oluştukları yerlere göre deniz sisleri, kara sisleri, dağ sisleri ve göl sisleri gibi farklı isimler alır.

Yağış Çeşitleri

Havada bulunan su buharı, sıcaklığın düşmesi ile havadaki bağıl nem oranı yükse­lir. Bağıl nemin % 100 ulaşması durumunda bulut veya siste bulunan su zerrecikleri­nin ağırlığı artar ve yer çekiminin de etkisiyle yağış olarak yeryüzüne düşer. Bu hava olayına yağış adı verilir. Yağışları ölçen araca pluviometre denir. Metre kareye düşen yağış miktarını milimetre cinsinden ifade eder.

1 milimetrelik yağış = 1 m² ye düşen = 1 kilogramlık yağış demektir.

Yağış Tipleri

İklimin temel elamanlarından olan yağışlar oluştukları yer ve sıcaklık değerlerine göre farklılıklar göstermektedir. Her bölgenin yağış cinsi, mevsimsel dağılışı ve olu­şum şekli farklıdır. Yağış türleri şu şekilde adlandırılırlar:

Yağmur

Havadaki su buharının 0 C° üstünde yoğun­laşması ile oluşan su damlacıklarının sıvı halde yeryü­züne düşmesine denir. Sıcak kuşakta yıl boyunca,ılıman kuşakta ilkbaharda, sonbaharda ve yaz mevsiminde dü­şer. Soğuk kuşakta ise yağışlar genellikle kar şeklinde dü­şer.

Yağmur

Kar

Havadaki su buharının 0° Cnin altındaki bir sı­caklıkta yoğunlaşması ve buz kristalleri halinde yeryü­züne düşmesiyle oluşan yağış çeşididir. Kutuplar çevre­sinde yıl boyunca oluşur. Orta Kuşakta ise kışın görülür. Orta Kuşakta bitkileri soğuktan korur, yer altı sularının beslenme kaynağı arasındadır ancak ulaşımı olumsuz et­kiler. Ülkemizde en fazla Doğu Anadolu bölgesinde ve dağların yüksek yerlerinde görülür.

Kar

Dolu

Özellikle ilkbahar ve yaz mevsiminin başında hızla ısınan havanın yükselmesi ve içerisindeki su bu­harının donmasıyla oluşan en tehlikeli yağış biçimidir.Havanın yükselmesi ne kadar hızlı olursa donma da o kadar hızlı olacağı için dolu tanelerinin ebatları da deği­şir. Ağaçların ve diğer bitkilerin dal, yaprak ve meyvele­rinin kırıp dökülmelerine, araçlara zarar vererek maddi kayıplara neden olur.

Kırağı

Özellikle sonbahar ve kış mevsiminde gökyü­zünün açık ve bulutsuz olduğu gecelerde aşırı soğuma (ışıma) nedeniyle havadaki nemin buz kristalleri hâline dönmesine denir. Araçların camlarına, bitki yaprakları veya dallarına yapışır.

Kırağı

Kırç

Kış mevsiminde yere yakın olan hava kütlele­rinin içindeki su buharının gece, soğuk hâlde bulunan ağaç dallarına, bahçe çitleri ve elektrik tellerine temas et­mesi ve yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleridir.

Kırç

Çiy(çiğ)

İlkbahar ve yaz mevsiminde sabaha karşı hava sıcaklığının düşmesi, havanın içinde bulunan nemi doyma noktasına taşımasıyla havadaki su buharı­nın damlacıklar hâline dönerek bitkilerin yapraklarına düşmesi sonucu oluşan yağış biçimidir. Çiy, sabah erken vakitlerde park ve bahçelerde araçların üstünde belirgin olarak görülür.

Çiy (Çiğ)

Have Cephesi

Nem miktarı, hava sıcaklığı ve yoğunluk bakımından farklı olan hava grup­larına hava kütlesi adı verilir. Sıcak ve soğuk hava kütleleri olarak iki şekilde görülür. Yapı olarak birbirlerinden farklı olan bu hava kütlelerinin karşılaşma alanlarına hava cephesi (polar cephe) adı verilir. Hava cepheleri bulut, sis ve yağış gibi olayların en yoğun görüldüğü yerlerdir.

Oluşumlarına Göre Yağış Tipleri

Yağışların oluşumu ve dağılışı üzerinde etkili olan başlıca faktörler şunlardır:

Sıcaklık, nemlilik, yükseklik, yüzey şekilleri, denize uzaklık ve yakınlık gibi. Ya­ğışlar Dünya’nın birçok bölgesinde farklı şekillerde oluşur. Oluşumuna göre yağışlar başlıca üç gruba ayrılırlar:

Yamaç Yağışları (Orografik)

Dağların denize paralel bir şekilde uzandığı yerlerde denizlerden gelen nemli hava kütleleri yamaç boyunca yükselerek soğur. Bu yükselme ile beraber havanın mak­simum nemi düşer ve bağıl nemi, % 100 ‘ü aşar daha sonra ise yağış başlar. Bu tip yağışlar Dünya’ da en fazla Çin, Hindistan, Bangladeş gibi Güney Asya ülkeleri (Hi­malaya Dağları), Avrupa’nın güneyindeki Alp Dağları ve Kuzey Amerika ve Güney Amerika kıtalarının batı kıyı­larında ( And ve Kayalık Dağları) görülür. Ülkemizde ise yamaç yağışlarına en fazla Karadeniz bölgesinin doğu ve batı bölümlerinde görülür.

Orografik Yağış

Yükselim Yağışları (Konveksiyonel )

Isınan havanın hafifleyerek yükselmesi ve soğuması ile bağıl nem oranının artması sonucu oluşan yağışlar­dır. Saat 11.00 civarında kavurucu bir sıcaklık, saat 14.00 civarı gökyüzünde siyah bulutlar ve akşamüzeri gök gü­rültülü şiddetli sağanaklar ve dolu yağışları şeklinde ger­çekleşir.

Bu tip yağışlara:

  • ✓ Ekvator çevresinde yıl boyunca,
  • ✓ Orta Kuşak karalarının iç kısımlarında ilkbahar ve yaz aylarında (Orta Asya ve ABD’nin iç kesimlerinde )
  • ✓ Ülkemizde ise özellikle İç Anadolu bölgesinde ilkbahar aylarında ve yaz mevsimi başlarında görülür. Bu yağışlara ülkemizde kırk ikindi yağışları da denir.
Konveksiyonel Yağış

Cephe Yağışları ( Frontal )

Sıcaklık, nem ve diğer özellikleri bakımından birbi­rinden farklı karakterli hava kütlelerinin karşılaştığı Orta Kuşak iklim sahasında oluşur. Oluşumlarındaki temel neden kutup ve batı rüzgârlarının karşılaşmasıdır. Sıcak olan hava kütlesi hafif olduğu için yükselici bir özellik gösterir. Soğuk hava kütlesi ise ağır ve alçalıcı karakterli olduğundan sıcak hava soğuk havanın üzerine çıkar. Sı­cak hava soğuyarak bağıl nemi artar ve yağış başlar.

Bu tip yağışlar:

  • ✓ Özellikle kış mevsiminde, belirgin olarak görülürler.
  • ✓ Akdeniz İklim sahasında bu yağışlar kış ve bahar aylarında,
  • ✓ Ilıman okyanusal iklim bölgelerinde ise tüm yıl boyunca görülür. (Batı Avrupa)
  • ✓ Ülkemizde kış yağışlarımızın büyük kısmı cephe yağışları şeklinde gerçekleşir.

Kutuplara sıcak hava, Ekvatora ise soğuk hava kütleleri giremediği için cep­hesel yağışlar oluşmaz. Sıcak olan zeminden yükselen hava kısa sürede doyma noktasına ulaşır ve dikey yönde konveksiyonel yağışlar görülür. Bu durum Ek­vator çizgisi ve çevresinde yıl boyunca süreklilik gösterir

Yağışların Dünya’ ya Dağılışı

Yağışlar, kara ve denizlerin dağılışı, yeryüzü şekilleri, dağların uzanış yönleri, yük­selti, bitki örtüsü, nemlilik, rüzgârlar ve denize yakınlık uzaklık gibi nedenlerle Dün­ya’ya eşit dağılmamıştır. Dünya’nın bazı alanları bol yağış alırken, bazı alanlarında ya­ğış miktarları oldukça azdır.

Yağışlar, deniz kıyılarında, yüksek dağlık alanlarda, batı rüzgârlarının esme alanla­rında, Ekvator çevresinde fazladır.

Karaların İç kısımlarında, 30° enlemler çevresindeki çöllerde, kutuplar çevresinde, kutup rüzgârlarının esme alanlarında yağışlar azdır.

Türkiye orta kuşakta yer aldığından ortalama 600 mm civarında yağış almaktadır

Yeryüzünde Yağışın Dağılışı

İklim elemanları başlıklı yazımda iklim elemanları ile sınırlı kalmadık. Çok fazla detay bilgi vermeye çalıştık. Eğer iklim elemanları başlıklı yazıyı beğendiysen paylaşmayı ve yorum yapmayı unutma.

Coğrafya Ders Notlarına buradan göz atabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu