Coğrafya

Ekonomik Faaliyetlerin Sosyal ve Kültürel Etkileri Nelerdir?

Bu konumuza “Ekonomik Faaliyetlerin Sosyal ve Kültürel Etkileri” diye başladım ve konuyla alakalı özellikle öğrencilerin merak ettiği ders notlarını derledim. Derlenmiş olan bu ders notları konuyu anlayabilmeniz adına çok faydalı olacaktır. Konu anlatımı maddeler halinde yapılmış durumdadır bu anlamda konu içerisinde aradığınız herhangi bir kısıma kolayca erişim sağlayabileceksiniz. Buyurun konuya geçelim.

Ekonomik Faaliyetlerin Sosyal ve Kültürel Etkileri

Ekonomik Faaliyetlerin Sosyal ve Kültürel Etkileri

Ekonomik faaliyetler; coğrafya bilimi açısından insanların hayatlarını sürdürmek ve ihtiyaçlarını karşılamak için yaptığı tüm faaliyetler olarak tanımlanır. İnsanların ekonomik faaliyetleri; toplumsal yapı, kültür ve gündelik yaşam üzerinde etkili olur. Ekonominin tarıma dayalı olduğu bir yerde yaşayanların sosyal hayatları ekonomik etkinliklerden bağımsız değildir. İnsanların çalışma saatleri ve serbest zamanları, ekonominin tarıma dayalı olduğu yerler ile sanayi veya hizmet sektörüne dayalı olduğu yerlerde birbirinden farklılık gösterir. Örneğin ekonominin tarıma dayalı olduğu yerlerde ekip biçme dönemlerinde yoğun çalışılır. Tarımsal faaliyetlerin azaldığı dönemlerde ise tarımla uğraşan nüfus için serbest bir zaman oluşur.

Sanayi ve hizmet sektöründe mesai saatleri, hafta sonu veya yıllık izin kavramları yıl boyunca değişmeden çalışma sürelerini ve serbest zamanları belirler. Kültürel özellikler de ekonomik faaliyetlerden etkilenir. Temel geçim kaynağının tarım ve hayvancılık olduğu yerlerde insanların beslenme alışkanlıklarında daha çok kendilerinin ürettiği ürünler yer alır; sanayi ve hizmet sektörünün ağırlıklı olduğu yerlerde ise restoran kültürü ve dondurulmuş gıdalar gibi çeşitlilikler görülür.

Tarım ve Hayvancılık Sektörünün Sosyal, Kültürel Hayat Üzerindeki Etkileri

Tarım ve Hayvancılık Sektörünün Sosyal, Kültürel Hayat Üzerindeki Etkileri

Ekonomik faaliyetin tarım ve hayvancılık olduğu yerlerde nüfusun büyük bir kısmı kırsal kesimde yaşar. Kırsal kesimde yaşayan insanların en önemli etkinlikleri; toprağı sürme, tohum atma, fide dikme, hasat ve hayvanları otlatma şeklindedir. İnsanların sosyal ve kültürel hayatları da bu etkinliklere bağlı olarak şekillenir. Örneğin hava koşulları, tarımsal üretimlerini doğrudan etkilediği için insanların günlük konuşmalarında önemli yer tutar.

Kırsal kesimde yaşayan insanların, bulundukları yerleşmenin eksikliklerini gidermek için gönüllü veya zorunlu olarak gerçekleştirdiği imece usulü sosyal hayatlarının bir parçasıdır. Bu durumun örnekleri ülkemizde olduğu gibi tüm dünya ülkelerinin kırsal yerleşmelerinde de görülmektedir.

Tarımsal faaliyetlerin yapıldığı yerleşmelerde gerçekleştirilen sosyal ve kültürel faaliyetlerden biri de tarım festivalleridir. Tarım turizmi olarak da bilinen bu festivaller sayesinde tarımsal kaynakların sürdürülebilirliği; üretilen ürünlerin tanıtımı ile de kırsal alanlarda yaşayan yerel halkın ekonomik ve sosyokültürel açıdan gelişimi sağlanmaktadır.

Turizm Sektörünün Sosyal ve Kültürel Hayata Etkileri

Turizm Sektörünün Sosyal ve Kültürel Hayata Etkileri

Ekonomik faaliyetin turizm ağırlıklı olduğu yerleşmelerde ekonomik açıdan yaşanan değişimlerin yanında sosyal, kültürel ve çevresel açıdan da değişimler yaşanmaktadır. Turizm, bu yerleşmelerde yaşayan insanların dünya görüşlerini, anlayışlarını, farklı ülkelerden gelen insanlarla ilgili düşüncelerini etkileyebilen sosyal ve kültürel bir olaydır.

Turizm, birbirinden farklı yapılara sahip toplumlar arasında ilişkiler kurulmasına; farklı bilgi, görgü, gelenek ve kültür düzeyleri arasında etkileşime yol açarak kültürel çeşitliliğin sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. Bu bölgelerde yaşayan insanların, turizme yönelik bilgi ve becerilerinin değişmesi ve farklı dil öğrenmeleri turizmden faydalanabilmek adına eğitim anlayışlarının da zenginleştiğinin bir göstergesidir.

Sanayi ve Hizmet Sektörünün Sosyal ve Kültürel Hayat Üzerindeki Etkileri

Sanayi ve Hizmet Sektörünün Sosyal ve Kültürel Hayat Üzerindeki Etkileri

Ekonominin sanayi ve hizmet sektörüne dayalı olduğu kentlerde, ekonomik etkinlikler kent yaşamı ve kent kültürünün oluşmasında belirleyici role sahiptir. Kentte yaşayan bireylerin yaşadıkları evler, çalışma alanları, diğer insanlarla kurdukları ilişkiler, iş hayatı dışındaki zaman dilimlerini değerlendirme biçimleri sosyal yaşamlarını büyük ölçüde belirler.

Sanayi ve hizmet sektöründe çalışanların önemli bir bölümünün eğitim düzeyi ve ortalama gelirleri yüksektir. Bu durum sosyokültürel faaliyetler içinde yer alan sanatsal veya sportif faaliyetlere olan talebi arttırır. Sanayi ve hizmet sektörünün olduğu yerlerde çalışma zamanları dışındaki serbest zamanlar kentin sunduğu sosyokültürel imkanlardan yararlanılarak geçirilir. Tiyatro, sinema, konser ve spor alanları; kentin sosyokültürel mekanları olarak karşımıza çıkarken, bu mekanlardan yararlanan insanlarda kentte özgü bir kültürel yaşam oluşur.

Ekonomik faaliyetlerin geliştiği yerler toplumun farklı kesimlerine yönelik yatırımların da fazla olduğu mekanlardır. Sanayi ve hizmet sektörünün geliştiği büyük şehirlerde kadınlara, çocuklara ve engellilere yönelik sosyal ve kültürel olanaklar da gelişmiştir. Şehirlerde çocuklar için okul öncesi eğitim görebileceği kurumların, bilim sanat merkezlerinin, çocuk parklarının daha çok olması çocukların bedensel, bilişsel ve sosyal gelişimine katkı sağlar.

Mesleki eğitim merkezleri, meslek sahibi olamayan, yeni meslek edinmek isteyen veya belirli bir alanda kendini geliştirme ihtiyacı hisseden kişiler için şehirleşmenin yoğun olduğu alanlarda sunulan imkanlardan biridir. Özellikle büyük şehirlerde kadının iş hayatına atılabilmesi için devletin sağladığı kredi imkanları vardır. Şehir hayatında engelli insanların topluma katılması, gündelik yaşam içinde yer almasına yönelik olanaklar vardır.

Bunların başında şehrin fiziksel ortamının engellilerin yaşamına uygun düzenlemelere sahip olması gelir. Kaldırımların kullanıma uygunluğu, toplu taşıma araçlarından engelli bireylerin yararlanması ve okul, hastane gibi kamusal alanlardaki düzenlemeler fiziksel çevre düzenlemelerine örnektir. İş olanakları, sportif faaliyetler ve kültürel etkinlikler engelli bireylerin sosyalleşmelerine ve toplumla bütünleşmelerine katkı sağlar.

1- Haliç’teki Değişimin Sosyal ve Kültürel Etkileri

Haliç’teki Değişimin Sosyal ve Kültürel Etkileri

Haliç, İstanbul’un Marmara Denizi ağzına yakın kesiminde, yaklaşık 7,5 km kadar karanın içine giren bir deniz uzantısının adıdır. Bu ad, günümüzde onu çevreleyen yerleşim alanlarını da kapsar hale gelmiştir. Haliç, 1800’lü yıllarda bir liman, ticaret ve gemi tezgahı bölgesi olmuştur. Dolayısıyla o dönemde Haliç’in nüfusunu çoğunlukla fabrikalarda çalışan insanlardan oluşuyordu. Fabrika bacalarından çıkan gazların havayı kirletmesi ve atıkların da Haliç’e dökülmesi nedeniyle yaşanan çevre kirliliği Haliç’i insanların çalışma zamanları dışında yanından bile geçmek istemediği bir bölge haline getirmişti. Sanayi alanlarının işlevini yitirmesinin ardından yapılan dönüşüm projeleri sayesinde Haliç, yaşanabilir hale gelmiştir. İşlevini yitirmiş ve kullanılmayan sanayi tesisleri bu projeler ile birer kültür merkezine dönüştürülmüştür. 1835 yılında kurulan Feshane-i Amire eskiden bir fes üretim fabrikası iken günümüzde fuar, kongre ve kültür merkezine dönüşmüştür.

Osmanlı döneminde gemi çapası üretim atölyesi olarak kullanılan lengerhane binası, günümüzde müze haline getirilmiştir. Bir elektrik üretim santrali olan Silahtarağa Santrali günümüzde bir üniversite binası olarak kullanılmaktadır.

2- Silikon Vadisi’nde Meydana Gelen Değişimin Sosyal ve Kültürel Etkileri

Silikon Vadisi’nde Meydana Gelen Değişimin Sosyal ve Kültürel Etkileri

ABD’de Kaliforniya eyaletinde bulunan San Jose (Sen Hoze) Vadisi, bir zamanlar meyve ve bal üretiminin yoğun olduğu bir yerdi. Silikon Vadisi olarak adlandırılan bu vadinin de bulunduğu bölgede altın yataklarının keşfedilmesiyle Kaliforniya, bir dönem “Altın Eyaleti” olarak anılmıştır. 1891’de Kaliforniya’nın eski valisi Lenand Stanford (Lenin Sıtenfırt) tarafından Stanford Üniversitesinin kurulması, bir nevi vadinin değişim temellerinin atılması anlamına gelmiştir.

Stanford Üniversitesi mezunu yetenekli öğrenciler, ilk zamanlarda bölgenin iş imkanı yeterli olmadığından ABD’nin başka bölgelerine gitmek zorunda kalmıştır. Bu nedenle üniversite profesörlerinden Frederick Terman (Fredik Törmin), beyin göçlerini engellemek için AR-GE merkezleri ve teknoloji şirketlerinin kurulmasına ön ayak olmuştur. Profesör Terman, öğrencisi William Hewlett (Vilyım Hivlıt) ve David Packard’a (Deyvit Pekırt) üniversite yakınlarında şirket kurmalarını ve yeni mezun Stanford öğrencilerini işe almalarını önermiştir. Bilgisayar, fotoğrafçılık ve elektronik alanlarındaki birçok büyük şirket buradaki öğrencilerle kurulmuştur.

Silikon Vadisi’nin tarım bölgesi olduğu zamanlarda toprağı sürme, tohum atma, hasat ve hayvan otlatma insanların başlıca etkinliği iken bu etkinliklere bağlı olarak insanların çalışma koşulları, yaşadıkları evler ve çevresindekilerle ilişkileri sosyal yaşam biçimlerini oluşturmuştur.

  • Günümüzde Silikon Vadisi; donanımdan yazılıma, medya firmalarından Genel Ağ şirketlerine kadar dünyanın en zengin yatırımcılarının bulunduğu bir teknoloji merkezi haline gelmiştir. Burada yaşayan insanların eğitim seviyesi yükselmiş ve bu değişim yaşam tarzlarının ve kültürlerin de değişmesini sağlamıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu