Coğrafya

Türkiye’nin Jeopolitik Konumu Hakkında Bilgi

Bu makalede “Türkiye’nin Jeopolitik Konumu” hakkında kısaca bilgi vermeye çalışacağım. Konu anlatımı içeriği 12. Sınıf Coğrafya ders notları ve kitaplarından derlenmiştir.

Türkiye’nin Jeopolitik Konumu

Jeopolitik, bir ülkenin sahip olduğu fiziki ve beşeri unsurlar ile dünya üzerindeki konumunun dış siyasetine etkisidir. İklim, yeryüzü şekilleri, yer altı kaynakları gibi özellikler bir ülkenin sahip olduğu fiziki unsurları oluştururken nüfusu, ekonomik durumu, sosyal ve kültürel değerleri ise beşeri unsurlarını oluşturur. Jeopolitik konumu belirleyen beşeri özellikler değişebilir özellikte iken konum ve fiziki coğrafya özellikleri kısa sürede değişiklik göstermez.

Türkiye’nin orta kuşakta yer alması, dört mevsimin de yaşanmasını sağlarken yeryüzü şekillerinin kısa mesafe lerde değişmesi iklim çeşitliliğini oluşturmuştur. Çeşitli iklim tiplerinin görülmesi ile verimli ovalarda birbirinden farklı özellikte ürünler yetiştirilebilmektedir. Komşu ülkelere göre zengin su kaynaklarına sahip olan ülkemizin bu potansiyeli jeopolitik önemini artırmıştır.

Türkiye, üç büyük kıtanın kesişim noktasında yer alır. Karadeniz ve Akdeniz arasında ticaretin yapıldığı İstanbul ve Çanakkale gibi stratejik öneme sahip boğazların ülkemizde bulunması ve üç tarafının denizlerle çevrili olması Türkiye’yi önemli bir ulaşım merkezi haline getirmektedir. Hazar bölgesi ve Orta Doğu’da çıkarılan petrolün dünya pazarına taşınmasında en kısa ve karlı yol ülkemiz topraklarından geçmektedir. Ülkemizin genç ve dinamik nüfusu, askeri alandaki gücü ve gelişen ekonomisi jeopolitik konum özelliklerini oluşturan diğer unsurlardır.

Türkiye’nin jeopolitik konumu

Geçmişten Günümüze Türkiye’nin Jeopolitik Konumu

Geçmişten Günümüze Türkiye’nin Jeopolitik Konumu

Asya ile Avrupa kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı yerde bulunan Anadolu, kendisini çevreleyen deniz ve boğazlar ile elverişli iklimi sayesinde Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi pek çok köklü devletin kuruluş sahası olmuştur. Anadolu toprakları Doğu ile Batı arasındaki ticaretin en önemli güzergahlarından biriydi.

Osmanlı Devleti’nin yeni çağlara kadar en büyük ekonomik kaynağı olan bu ticaret yolları, aynı zamanda Anadolu’nun jeopolitik açıdan öneminin daha da artmasını sağlamıştır. Osmanlı Devleti, ticaret yollarını hakimiyeti altına alarak üç kıtada toprağı bulunan bir süper güç haline gelmiştir. Anadolu ayrıca halifeliğin 1517’de Osmanlı’ya geçmesiyle İslam dünyası açısından önemli bir merkez olmuştur.

Coğrafi Keşiflerle Batılı devletlerin Doğu’daki ticaret merkezlerine deniz yoluyla ulaşabilecekleri yeni bir güzergah bulmaları Osmanlı’nın elinde tuttuğu transit ticareti olumsuz yönde etkilemiş ve bu yollar zaman içerisinde jeopolitik önemini yitirmeye başlamıştır. Dönemin küresel güçlerinden olan Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası ve İngiltere’nin sömürgelerine giden yollara hakim olma isteği bu iki güç arasında çıkar çatışmasına neden olmuştur. Bu durum bu döneme kadar ticari önemi ağır basan İstanbul ve Çanakkale boğazlarının jeopolitik açıdan da önem kazanmasını sağlamıştır.

Türkiye’nin jeopolitik öneminin farkında olan Batılı devletler, I. Dünya Savaşı’nda Anadolu’yu ele geçirmek istemiş, fakat vatansever Türk halkının verdiği mücadele ile Çanakkale’de bozguna uğratılmıştır. Coğrafi Keşiflerle başlayan ekonomik ve siyasi çöküşle 20. yüzyılın başlarında yıkılan Osmanlı Devleti’nin yerine Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

2. Dünya Savaşı’yla beraber dünyada ekonomik, sosyal ve politik dengeleri değiştiren pek çok olay meydana gelmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından soğuk savaşın sona ermesi, küreselleşmenin artması ve yeni politik oluşumlar özellikle Balkanlar, Orta Doğu ve Kafkasların arasında bir köprü görevi gören Türkiye’nin jeopolitik öneminin artmasını sağlamıştır.

Enerji üretiminde önemli yere sahip olan petrol ve doğal gazın büyük bir kısmı, Türkiye’nin komşusu olan Hazar Bölgesi’nde ve Orta Doğu ülkelerinde üretilmektedir. Bu enerji kaynaklarını yoğun bir şekilde tüketen Avrupa ülkeleri de Türkiye’nin diğer komşularını oluşturur. Türkiye’nin konumu enerji kaynaklarının nakledilmesinde Türkiye’yi önemli bir ulaşım kavşağı haline getirmektedir.

Türkiye, sahip olduğu boğazlar vasıtasıyla Karadeniz’den Akdeniz’e doğru yapılan ticarette kilit bir noktada bulunmaktadır. Önemli doğal gaz üreticilerinden olan Rusya da bu kaynakların büyük bir bölümünü Türkiye üzerinden dış pazara göndermektedir. Askeri açıdan güçlü olan Türkiye bölgesel barışı ve güvenliği sağlamak amacıyla BM ve NATO gibi örgütlere de üyedir. Ülkemizin genç ve dinamik nüfusu, gelişen ekonomisi ile sahip olduğu doğal ve beşeri özellikleri jeopolitik konumunda belirleyici rol oynar.

Kıbrıs Adası’nın ve Boğazların Türkiye’nin Jeopolitik Konumuna Etkisi

Kıbrıs Adası’nın ve Boğazların Türkiye’nin Jeopolitik Konumuna Etkisi

Kıbrıs, Anadolu’nun güneyinde bulunan Akdeniz’in Sicilya ve Sardunya adalarından sonraki üçüncü büyük adasıdır. Coğrafi konumundan dolayı tarih boyunca siyasi önem arz eden Kıbrıs; Anadolu, Mezopotamya ve Ege uygarlıklarının ticaret sahası içinde yer almıştır. 307 yıl boyunca Osmanlı Devleti hakimiyetinde kalan ada toprakları üzerinde günümüzde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi yer alır.

Kıbrıs’ın Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının arasında bulunması adanın jeopolitik ve stratejik önemini korumasını sağlamıştır. Bu özelliğinden dolayı tarih boyunca ada üzerinde istila ve mücadeleler sürekli devam etmiştir. Kıbrıs, Türkiye’nin güney kıyıları ile Suriye, Mısır, İsrail ve Süveyş Kanalı’na kadar olan alandaki su yollarının kontrol noktasında yer alır.

Orta Doğu’ya açılan bir kapı niteliğindeki ada, petrol zengini ülkelerin Süveyş Kanalı yoluyla gerçekleştirdikleri deniz ticaretinin de odağında bulunur. Kıbrıs Adası, Türkiye’nin milli güvenliği için büyük bir önem arz eder. Ada, askeri müdahale gerektirecek durumlarda hava üssü olarak destek sağlayacak bir noktadadır.

Kıbrıs, Anadolu’nın güney kıyılarındaki İskenderun ve Mersin limanlarının güvenliği ile Akdeniz ve Orta Doğu’daki ticari faaliyetlerin sürdürülebilirliği için de kilit bir konumda bulunur. Türkiye’nin jeopolitik konumunu etkileyen bir diğer unsur da İstanbul ve Çanakkale boğazlarıdır. Boğazların hakimiyeti İstanbul’un Fethi’yle Osmanlı’ya geçmiş, Lozan Antlaşması’na kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır.

Lozan Antlaşması’yla Türkiye’nin boğazlar üzerindeki söz hakkı kısıtlanmış ancak daha sonra imzalanan Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesi’yle (1936) boğazlar tekrar Türkiye Cumhuriyeti yönetimine geçmiştir. Boğazlar, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin deniz ticaretinde kullandıkları en önemli deniz yolları arasındadır. Bu yüzden stratejik bir öneme sahiptir. İstanbul Boğazı deniz ulaşımında olduğu gibi günümüzde üzerine inşa edilen köprüler sayesinde Avrupa ve Asya arasındaki transit kara yolu ticaretinde de önem arz etmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu